Evlatlarımızın nasıl öldüğünü bilmek hakkımızdır

Kazananı yok, boşuna sevinmeyin, seçim malzemesi yaparız diye!Önce altı, sonra tekrar altı askerimizin şehit olduğu haberi hepimizi şok etti! Hatta o kadar arka arkaya geldi ki bu haberler, ne olduğunu bile tam olarak anlayamadık, aklımız karıştı:12 askerimiz aynı bölgede, aynı operasyonda mı öldü, kimileri yaralıydı da sonradan mı öldü? Nerede kalıyorlar, nerede çatışıyorlar, baskına mı uğradılar, kendilerini savunurken mi öldüler, yoksa bazı noktalara saldırırken mi ölüyorlar belli değil. Öldülerse vatan sağolsun, şehit oldular. Ağlarsa yine anam ağlıyor, oğlunun cenazesini alınca, “Ben onu size böyle mi teslim ettim?” diye anası feryat ediyor. Öldürdülerse yılanın başı ezildi edebiyatı. . Yoksulların kendisine bir hayat kuramamış çocukları, operasyon yönetmeyi başaramayan komutanların elinde şehit oldu. Zaten derdimiz hamaset, hele üç ay sonra seçim varsa geçerli en iyi siyasi ortam hamasettir! Yılın son haftasına girerken 12 genç adam niye nasıl bir operasyonda öldü? Şehit oldu demem lazım değil mi, çünkü birinin babası soruyor, “nasıl öldü?”, “şehit oldu” yanıtını alınca da, “Niye üzüleyim, hatta utanmasam çıkar oynarım!” diyebiliyor. Yine çözümsüzlük, yine acı, yine umutsuzluk yanımıza kar kaldı. Bize yapılan açıklamalar o kadar muğlak ki bilmiyoruz, anlamıyoruz! Zaten ne olduğunu ne zaman anladık ki? Hep aynı laflar, hep aynı hamaset. Bir etkin ve siyasi sorunu çözmeyi başaramamış siyasetçiler bundan utanmak yerine bu acıyı kullanmayı tercih ederek mal bulmuş gibi sarıldı.

Evlatlarımızın nasıl öldüğünü bilmek hakkımızdır

Bize yapılan açıklamalar o kadar muğlak ki bilmiyoruz, anlamıyoruz! Zaten ne olduğunu ne zaman anladık ki? Hep aynı laflar, hep aynı hamaset. Kazananı yok, boşuna sevinmeyin, seçim malzemesi yaparız diye!Önce altı, sonra tekrar altı askerimizin şehit olduğu haberi hepimizi şok etti! Hatta o kadar arka arkaya geldi ki bu haberler, ne olduğunu bile tam olarak anlayamadık, aklımız karıştı:12 askerimiz aynı bölgede, aynı operasyonda mı öldü, kimileri yaralıydı da sonradan mı öldü? Nerede kalıyorlar, nerede çatışıyorlar, baskına mı uğradılar, kendilerini savunurken mi öldüler, yoksa bazı noktalara saldırırken mi ölüyorlar belli değil. Öldürdülerse yılanın başı ezildi edebiyatı. Ağlarsa yine anam ağlıyor, oğlunun cenazesini alınca, “Ben onu size böyle mi teslim ettim?” diye anası feryat ediyor. Öldülerse vatan sağolsun, şehit oldular. Zaten derdimiz hamaset, hele üç ay sonra seçim varsa geçerli en iyi siyasi ortam hamasettir! Yılın son haftasına girerken 12 genç adam niye nasıl bir operasyonda öldü? Şehit oldu demem lazım değil mi, çünkü birinin babası soruyor, “nasıl öldü?”, “şehit oldu” yanıtını alınca da, “Niye üzüleyim, hatta utanmasam çıkar oynarım!” diyebiliyor. Bir etkin ve siyasi sorunu çözmeyi başaramamış siyasetçiler bundan utanmak yerine bu acıyı kullanmayı tercih ederek mal bulmuş gibi sarıldı. . Yine çözümsüzlük, yine acı, yine umutsuzluk yanımıza kar kaldı. Yoksulların kendisine bir hayat kuramamış çocukları, operasyon yönetmeyi başaramayan komutanların elinde şehit oldu.